{ "title": "Juvenil Romatoid Artrit", "image": "https://www.artrit.gen.tr/images/juvenil-romatoid-artrit.jpg", "date": "20.01.2024 02:36:06", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Juvenil romatoid artrit, çocukluk döneminde hareket kısıtlılığına sebep olan en önemli etkendir. Bu rahatsızlığın neden kaynaklandığı tam olarak bilinmese de kişilerdeki genetik yatkınlığın, aynı zamanda çevresel etkenlerin bunda tetikleyici olduğu düşünülmektedir. Bazı viral enfeksiyonlar, travma, stres gibi etkenler bu tetikleyiciler arasında sayılabilir. Bu faktörlere verilen otoimmün reaksiyonlar Juvenil romatoid artrit gelişimini tetiklemektedir. Genetik geçişli olmamasına rağmen, ailesinde romatizma olan kişilerde daha sık görüldüğü de bilinmektedir.

Juvenil romatoid artrit tipleri

Bu rahatsızlığın çocukluk döneminde görülme olasılığı binde birdir. Üç farklı tipte ortaya çıkabilir. Hastalığın başlangıcından sonraki 6 aylık süreçte etkilediği eklemlere bağlı olarak, 5 ve fazlasını tutarsa poliartiküler, daha az eklemi tuttuğu zaman poziartiküler, beraberinde ateş, hepatosplenomegali, lenfadenopati gibi bulguların görülmesi halinde sistemik Juvenil romatoid artrit ya da still hastalığı olarak tanımlanır. Çocuklarda 0-16 yaş arasında görülen rahatsızlık ne fazla 1-3 yaş grubu çocukları etkiler. Hastalığın tiplerine göre farklılık gösterse de kızlarda erkeklere oranla 2-6 kat daha çok etkili olur.

Hastalık etkilediği eklem sayısına ve bulgularına göre tiplendirilir. %60 oranında görülen poziartiküler tipte hastanın yakınmaları genellikle ayak bileği, diz gibi alttaki eklemlerde olmaya başlar. Bu tip kalça ve kol elemlerinde daha az görülür. Bu durum hastalığın ilerlediği zamanda görülebilir. Hastada ateş ve sistemik belirtiler bulunmaz. %30 oranında görülen poziartiküler tip büyük, küçük eklemleri simetrik şekilde tutabilir. Hastalarda hafif ateş, romatoid nodüller bulunabilir. Hastalarda %10 oranında görülen, 2 haftadan fazla devam eden ve akşamları etkili olan ateş, pembe kırmızı döküntülerle başlayan sistemik tipte, hastalarda ateş olduğunda eklem ağrıları daha fazla olur. Ateş düşünce etkilerde kaybolur. Ciltteki döküntüler daha çok gövde, kol ve bacaklarda yuvarlak ya da çizgi şeklinde oluşur. Hastalarda başlangıçta sistemik belirtiler olur, ilerleyen zamanda eklem yakınmaları başlar.

Juvenil romatoid artrit bulguları

Hastalarda kronik sivonit bulunur. Bu subsinoviada ve hipertrofide olursa, ödem, hiperemi ile hiperplazi de olur. Hastalığın tedavisi iyi yapılmazsa ya da ilerleyen aşamalarında eklemde kıkırdak erozyonu, eklem deformitesi gibi sorunlar oluşmaya başlar. Hastalardaki tipik yakınmalar eklem kızarıklığı, şişkinlik, ağrı ve sıcaklık hissi olur. Hastalığın en fazla etkilediği eklemler ise ayak bileği, dizler, bacak eklemleri, dirsek, el bileği, parmak eklemleri gibi bölgelerdir. Belirtiler kronik şekilde etkili olur. Bunlara eşlik eden ateş, akciğer zarı, kalp zarı, karaciğer, lenf nodu gibi tutulumlarda olabilir. Sabahları elem tutukluğu, hareket etmede zorlanma, ağrı hissi gibi etkiler oluşur. Bunlar gün ortasına doğru etkisini kaybeder.

Juvenil romatoid artrit tanısı nasıl konulur?

Hastalığın kesin tanı koymaya yardımcı olan klinik ve laboratuvar bulgusu bulunmamaktadır. Buna rağmen olası tanı kriterleri bulunmaktadır. Bunlar; hastanın 16 yaşın altında olması, bir ya da daha çok eklemi tutan 6 haftadan fazla süren artrit, tuttuğu eklem sayısı, Juvenil romatoid artrit klinik belirtilerinin olması gibi kriterlerdir. Bunun yanında öteki artrit türlerine ait belirtilerinde ayrıcı tanısı yapılmalıdır.

Juvenil romatoid artrit tedavisi nasıl yapılır?

Hastalığın tedavisinde ilk aşama aspirin, iburufen, naproksen gibi ilaçların kullanılmasıdır. Daha sonra yavaş etkili ilaçlar tercih edilebilir. Nonstreoid antienflamatuvar ilaçlar artrit tedavisinin temelidir. Bunların analjezik etkileri daha hızlıdır. Antienflamatuvar etkisi yavaş olsa da kısa sürede analjezik etkinin üzerine çıkması için dozun arttırılması gerekir. Hastaların tedaviye verdiği yanıt 1-3 ay arasında gerçekleşir. Bu nedenle 3 aylık periyotlarla AST, ALT, kreatin kontrollerinin yapılması gerekir. Ciddi kardiyak tutulumu olursa, durum daha ciddi olduğundan sistemik steroid kullanımı tercih edilir.
" } ] }