Romatoid artrit, iltihaplı romatizma olarak da bilinen sistemik bir bağ dokusu hastalığıdır. En fazla el ve diz eklemlerini etkileyen bu rahatsızlık, genellikle ailesinde genetik yatkınlık olan bireylerde daha sık görülür. İmmünolojik bir durum olan romatoid artrit, vücuttaki bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu durumun ilaçlar veya diğer tedavi yöntemleriyle tamamen ortadan kaldırılması söz konusu değildir. Romatoid artrit beynin, kalbin, karaciğerin ve böbreklerin yanı sıra 25-50 yaş arasındaki kadınlarda daha yaygın görülmektedir. Özellikle 40 yaşını geçenlerde daha fazla rastlanır.

Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olan kişilerde romatoid artrit ortaya çıkmaz. Bu kişilerin vücut direnci güçlüdür, bağışıklık sistemi gerektiği gibi çalışır, beslenme düzenlidir, katkı maddesi içeren besinler tüketilmez, kanserojen maddelere maruz kalınmaz ve stresten uzak kalırlar. Dolayısıyla, vücutlarında bu etkenin bulunmasına rağmen hastalık olarak ortaya çıkmaz. Ancak yaşam tarzında bozukluk olduğunda, romatoid artrit etkileri görülmeye başlanabilir.

Bu hastalığın aktif ve inaktif olmak üzere iki farklı dönemi vardır. Aktif dönemde iltihaplanma ve eklemlerde şişkinlik meydana gelir. İnaktif dönemde ise iltihaplanma azalır ancak eklemlerde kalıcı hasarlar oluşabilir. Bu dönemlerde el bileklerinde, parmaklarda deformiteler, dizlerde kalıcı şişlikler ve kireçlenme gibi şekil bozuklukları ortaya çıkabilir.

Romatoid artritin ortaya çıkış sebepleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik etkenlerin hastalığın oluşumunda önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra çevresel etkenler, bazı ilaçların kullanımı, stresli yaşam, ultraviyole güneş ışınları ve yoğun iş temposu gibi faktörler de hastalığın ortaya çıkışına katkıda bulunabilir.

Hastalarda iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı gibi ilk belirtiler görülebilir. Sabahları uyuşukluk, ayak bileği ve diz arasında sızlama, mide şişkinliği, bağırsaklarda gaz sorunu ve sırt ağrısı gibi etkiler de olabilir. Uzun yıllar devam eden kronik yorgunluk belirtileri yaşanabilir. Tek taraflı diz, omuzda şişme, hareket azlığı ve ağrı gibi belirtiler zamanla kalıcı şekil bozukluklarına yol açabilir.

Romatoid artrit etkeni herkesin vücudunda bulunabilir. Bu nedenle hastalığa yakalanmamak için vücut direncini güçlü tutmak ve bağışıklık sistemini düzenli çalıştırmak önemlidir. Doğal ve ekolojik yiyecekler tüketilmeli, yüksek topuklu ayakkabılar giyilmemeli, ani hareketlerden kaçınılmalı ve duruş bozuklukları düzeltilmelidir. Vücudun elektriğini boşaltması için lastik tabanlı ayakkabılar giyilmemelidir, aksi takdirde bu durum romatoid artrit hastalığına zemin hazırlayabilir.

Romatoid artritin tedavisi için belirli bir yöntem yoktur. Bu nedenle hastalıktan korunmak daha etkilidir. Tedavide hedef, belirtilerin azaltılması ve etkilerin giderilmesidir. Anti-inflamatuar ilaçlar ve romatizmal ilaçlar tedavi sürecinde kullanılır. Hastalar sürekli takip altında tutularak hastalığın ilerlemesi engellenmeye çalışılır. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi tedavideki başarıda önemli bir etkendir.